Önizleme

23 Haziran 2011 Perşembe

Çizmeden Yukarı...Musa Kart


ş


Sandığın İçindeki Mahkeme....Bekir Coşkun yazıları

23 Haziran 2011 Perşembe Bekir Coşkun yazıları

Bekir Coşkun-Cumhuriyet...


Özel mahkeme...

Çadır mahkeme’den sonra bu:

Sandık mahkeme...

*

Bu mahkeme de bir nevi seçim sandığı yerine geçiyor; milletvekili seçilen, seçildikten sonra seçilmemiş olabiliyor...

Sandıktan çıkıyor da mahkemeden çıkamıyor yani...

Seçilemeyen ise bakıyor ki seçilmiş...

YSK Başkanı Ali Em, merdivenlerden inerken kazanıp da seçilemeyenleri, ya da seçilip de kazanamayanları gerektiğinde medyaya açıklıyor...

Eee tereddüdü olan soruyordur YSK Başkanı Ali Em’e:

“Seçildim mi Ali Em’mi?..”

*

İşte; bağımsız Hatip Dicle’nin milletvekilliği... Seçildikten sonra, tam mazbatasını alacakken, baktı ki seçilmiş ama kazanamamış....

YSK kararı öyle...

Yerine; seçimde seçilemeyen AKP’li “Oya Hanım kardeşimiz” Meclis’e girecek...

Böylece BDP’lilerin oyları ile AKP’li seçilmiş olacak...

İyi mi?..

Sandıktaki mahkeme kararı ile...

*

BDP’linin suçu ise:

“Terör örgütünün propagandasını yapmak...”

*

Öyle demeyin...

Demek ki yeni duydu emmi?..

Taksim’de Atatürk’ün boynuna bile PKK bayrağı astılar da...

Ya da:

Terör örgütü Habur sınır kapısından PKK bayrakları ile girerken davul zurna ile karşılayanlar... Terör örgütünün elebaşısı ile ateşkes anlaşması yapanlar; 1 başbakan, 22 bakan, 325 milletvekili ile iktidar seçildiler de...

Bu “terör örgütünün propagandasını yapmaktan” düz milletvekili seçilemiyor...

*

Zaten bu yazı yazılırken de, sandıktan çıkan Mustafa Balbay’ın, Mehmet Haberal’ın, Engin Alan’ın, mahkemeden çıkıp çıkamayacaklarını oturmuş bekliyoruz.

Belki de seçildiler ama kazanamadılar?..

Belki kazandılar ama seçilemiyorlar?..

Ya da belki onlar “milletvekili” olduklarını sanıyorlar, belki mahkeme onları başka bir şey yapacak?..

*

Bu arada:

Meclis aritmetiği de değişiyor...

AKP çıkıyor; 330’a biraz daha yaklaştı?..

Sandığın içindeki mahkeme kararı ile...

Bekir Coşkun-Cumhuriyet

YOKSULA DESTEK REKLAMSIZ OLUR MU..Emin Çölaşan/sözcü...23/06/2011..

Emin Çölaşan/sözcü...23/06/2011..


Sevgili okuyucularım, AKP hükümeti belli konularda son derece uyanık çıktı! Bütün Türkiye ev ev, mahalle mahalle tarandı ve yoksul aileler tek tek bulundu. Bu ailelere özellikle bu partinin belediyeleri ve kaymakamlıklar tarafından ulaşıldı.            Dokuz yıl boyunca bazılarına gıda paketleri ve kömür, bazılarına para verildi. Son seçim öncesinde yardımlar acayip arttı, hız kazandı.
            Devletin Kömür İşletmeleri Kurumu, beleş verdiği onbinlerce ton kömürün parasını hükümetten alamadı ve batma aşamasına geldi.
            Gıda paketlerinin durumu çoğunlukla bir felaketti! Piyasadan toplanan ve çoğu son kullanma tarihi geçmiş tapon gıdalar paketlenip ailelere veriliyordu.
            Nohut, makarna, pirinç, salça, aklınıza ne gelirse dağıtıldı...Ve yardım alanlardan her seferinde küçük (!) bir istekte bulunuldu:
            “Bu iyiliğimizi unutmayın. Biz iktidar olduğumuz sürece bu yardımlar devam edecek. Ancak biz düşersek, bizden sonra gelecek hükümetler size bir kuruş bile vermeyecek!”
            Yoksullara yardım iyi bir şeydir. Ama “Allah rızası için” yapılırsa.
            Yüzyıllar önce Fatih Sultan Mehmet yoksullara yardım verdirirdi. Ama bunun koşulunu kendi vasiyetine de koymuştu. Bugünkü dile çevrilince aynen şöyle:     
“Ayrıca külliyemde inşa eylediğim imarethaneden (fakirler için ücretsiz yemek pişirilip dağıtılan yerden)  şehitlerin karıları ve fukara yemek yiyeler.
Ancak yemek yemeye ve almaya kendileri gelmeyüp, yemekleri güneşin loş bir karanlığında ve hiç kimse görmeden kapalı kaplar içerisinde evlerine götürüle…”
İşte, gerçek Müslümanlık bu. Yardım edeceksin ama senin yardımını bir Allah bilecek, bir de yardım ettiğin kişi. Bazen o da bilmeyecek.  
Bu yardımdan yola çıkıp din sömürüsü, din ticareti yapmayacaksın.
Verdiğin yardımı seçimde oy sömürüsü aracı olarak asla kullanmayacaksın. O yardımı sen kendi kesenden değil, devletin ve milletin parasından yapıyorsun.
Fakir fukarayı kuyruklarda yardım paketleri için birbirini ezerken ekranlarda yayınlatıp onları küçük düşürmeyeceksin.
Allah’tan korkacak, kuldan utanacaksın.
Eğer içinde Müslümanlık, Allah korkusu kaldıysa!
                  X                                       X                                     X
            Fatih’ten bu yana 500 yıldan fazla zaman geçti ve günün birinde Türkiye’de bir iktidar piyasaya çıktı. Yardımlar bütün herkesin gözleri önünde, büyük tantanalarla dağıtıldı…
            Üstelik karşılığında oy istendi.
            Son seçimde AKP yeniden iktidar olmayı başardı. Hiç kuşkunuz olmasın, bu olayda dağıtılan bu yardımların çok, ama çok büyük payı var.
            Yoksulluk sömürüsü yapıp iktidar olanlar, ortalıkta fazla görünmeden krallar gibi yaşıyorlar. Para onların, güç, her şey onların. Fakir fukarayı işsiz bırakıp namerde muhtaç eden yine onlar.
Fakat gelin görün ki, yüzde 50 oy alarak yine kazanıyorlar.
            Böyle bir çelişki ancak Türkiye’de, bizim gibi bir ülkede olabilir.
            İnsanlarımız öyle bir duruma düşürülmüş ki, “Ulan sen beni işsiz bıraktın, sen beni taşeron işçi yapıp bütün haklarımı elimden aldın” demek yerine “Allah razı olsun, bana yardım veriyorlar” diyor!
            İşte size Isparta’da MHP’li belediyenin cadde ve sokaklara seçim öncesinde ve sonrasında astırdığı afişlerden birinin fotoğrafı. Bir okuyucum göndermiş. Üzerindeki yazıya bakınız:
            “Yoksulumuza desteği reklam yapmadan verdik.”
            Peki bu nedir?
            İyi ki reklam vermeden yapmışlar!..Eğer bu afiş reklam değilse!..
            Isparta’daki bu afiş, acı bir Türkiye gerçeğinin en somut göstergesidir.

--------------------------------------------------------------------------
**Karikatürler - Muhalif CIZGILER
https://www.facebook.com/pages/Karikat%C3%BCrler-Muhalif-CIZGILER/186115531419562

AFERİN SANA BAY MİLLETVEKİLİ.. Emin Çölaşan Sözcü gazetesi yazarı

23 Haziran 2011 Perşembe,
         
  CHP 34 yıl aradan sonra Bolu’dan bir milletvekili çıkarmayı başarmış. Kutlarım, başarılar dilerim!            Milletvekili seçilen Tanju Özcan, medyaya yansıyan haberlere göre ziyaretlerini yapmaya başlamış. İlk ziyaretini ise AKP Bolu İl Başkanlığına yapmış.
            Bay Özcan’ı burada AKP’liler karşılamış, sarılıp öpüşmüşler. Orada şöyle demiş:
            “Vatandaşlar bize birlikte çalışın mesajı verdi. AKP milletvekilleri ile birlikte elimden geleni yapacağım. Şimdi bir de helalleşmek lazım. Bir milletvekili olarak ilk ziyaretimi size yapıyorum ve bunun önemli olduğunu düşünüyorum. Hakkınızı helal edin.”
            Sarılıp öpüşmek, helalleşmek çok güzel bir şeydir de, ilk ziyaretin oraya yapılmış olması çok anlamlıdır! CHP’nin listeye koyup aday gösterdiği bazı şahısların AKP ile böylesine içli dışlı olması muhteşem!
            Konya başta olmak üzere bu yakınlaşmayı seçim öncesinde epey yerde gördük. Bazı CHP adayları ve il başkanları, illerine gelen AKP’li bakanların yanında dolanıp onlara övgüler düzmeye utanmıyordu. Onların bazısı seçildi, bazısı ise neyse ki seçilemedi.
            Ben bu CHP milletvekillerinin az da olsa bir bölümünden kuşku duyduğumu itiraf edeyim. Bunların yakın gelecekte AKP ile işbirliğine girmesinden, hatta anayasa değişikliğine olumlu oy vermesinden endişe ediyorum.
            Medyada bundan birkaç gün önce hayali kulis iddiaları yer buldu. Bu iddia çok tartışıldı:
            “Sağ kesimden gelip CHP’den seçilen Mehmet Haberal, Sinan Aygün ve Aytun Çıray partiye uyum sağlayamaz, bir süre sonra CHP’den ayrılırlar…”
            Ötekilerin çoğunu bilmem de, ben bu üç ismi de yakından tanıyorum. Üçü de benim dostlarımdır…
            Ve onlar bırakın partilerine ihanet etmeyi, CHP’nin en sağlam, en güvenilir milletvekilleri olacaklardır.

            Atılan çamur, onlara sataşanların yüzüne bulaşacaktır.        


****Karikatürler - Muhalif CIZGILER***
https://www.facebook.com/pages/Karikat%C3%BCrler-Muhalif-CIZGILER/186115531419562

İzleyiciler