Önizleme

25 Nisan 2011 Pazartesi

ABD belgelerinde Tayyip'le pazarlık...Emin Çölaşan

Sözcü yazarı Emin Çölaşan, AKP-ABD-Cemaat ilişkisini gözler önüne seren yazışmayı açıklıyor

SEVGİLİ okuyucularım, elimde gazeteci arkadaşım Merdan Yanardağ'ın çok ilginç bir kitabı var.

"Bir ABD-AKP-Cemaat Projesi Ergenekon Darbesi. 1. Cumhuriyetin Sonbaharı." (Destek Yayınevi)
Bu kitabın ne olduğunu, neleri anlattığını isminden rahatça anladınız zaten! Biliyorsunuz, birileri tarafından ele geçirilen ve ABD'nin en gizli yazışmalarını açıklayan VVikiLeaks belgeleri dünyayı sarstı. Sadece dünyayı değil, Türkiye ile ilgili bölümler bizi de sarstı.


AKP'nin yayın organlanndan olan Taraf gazetesi bu belgeleri yayınlama hakkını satın aldı. Bunlar o gazetede yer buluyor ama kritik, iktidara ve hükümete zarar verecek bölümleri özellikle sansür ediliyor.
Merdan Yanardağ, bu ilginç kitabında çarpıcı bir VVikiLeaks belgesi açıklıyor... Ve bu belge, Tarafta sansür edilmiş! Yani Türk kamuoyuna duyurulmamış.

ABD'nin Ankara Büyükelçisi Robert Pearson, 22 Mart 2003 tarihli bir gizli kriptoyu VVashington'a gönderiyor. Bu sırada AKP, beş aylık iktidar. Aşağıda okuyacağınız satırlar bir ibret belgesidir. Tarafın makasladığı bölüm şöyle:

"Türk generaller AKP'den seçilen Tayyip Erdoğan'ın davranışlarından büyük rahatsızlık duyuyor. Erdoğan güçlü bir müttefikimizdir. Generallerin bu tutumu Amerikan çıkarlarının korunması açısından engelleyicidir.
Orgeneral (o sırada Genelkurmay Başkanı olan) Hilmi Özkök'ün sadakatli duruşuna sahip çıkmalıyız.
Muhalif orgeneraller, Hilmi Özkök'ün çizgisine itiraz etmekte.


Erdoğan kendisine desteğin (Amerikan desteğinin) devamı halinde ABD'nin bir müttefiki olarak Ortadoğu ve Irak dahil olmak üzere Türk hava sahasını, kara ve demiryolları ile Mersin ve İskenderun limanlarını kullanımımıza açacağını taahhüt etmektedir."

Uzlaşmaya bakın siz!.. İşin ilginç yanı, bu gizli kriptoda daha sonra bazı komutanların isimleri veriliyor... Ve bir süre sonra Türkiye'de patlayacak olan Ergenekon ve Balyoz davalarının ilk işaret fişeğini ABD'nin patlatmış olduğu açıkça ortaya çıkıyor. İşte o isimler:

"Ancak (ABD olarak) Türk Ordusu'ndaki üst rütbeli subaylar tarafından sürekli engellenmek istenmekteyiz. Amerikan çıkarlarına karşı çıkan orgeneraller Aytaç Yalman, Şener Eruygur, Çetin Doğan. Hurşit Tolon, Fevzi Türkeri, Tuncer Kılıç ve Yaşar Büyükanıt, Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün emir ve talimatlarına uymadıkları gibi, her an muhtıra verebilirler."

Şu tabloya ABD Büyükelçisinin yazdıklarına bakar mısınız! Yukarıda isimleri sıralanan orgenerallerin bir bölümü bir süre sonra gözaltına alınıp tutuklandı, bazıları bırakıldı, bir bölümü ise şu anda cezaevinde ve yargılanmaları devam ediyor.
ABD büyük ülk! Tayyip'e övgüleri ve komutanlardan yakınmaları taaa 2003 yılında başlamış, resmi belgelere giriyor, hemen ardından da Ergenekon ve Balyoz davaları devreye giriyor.
Bunlara 'Raslantı' diyebilir misiniz!
Şimdi yine aynı belgeden yola çıkarak, işin en çarpıcı boyutlarından birine geliyoruz. Büyükelçi Robert Pearson, VVashington'a gönderdiği gizli kriptoda şöyle diyor:
"Bu bakımdan değerlendirildiğinde, (AKP adına) güçlü bîr medya grubunun oluşturulmasına acilen ihtiyaç duyulmaktadır. Bu konu Recep Tayyip Erdoğan'la paylaşılmış olup, gereğinin yapılacağı hakkında olumlu değerlendirmelerin yapıldığı ve yapılacağı teyidi alınmıştır. (Doğrulatılmıştır.)"


Bunlar, Türkiye Cumhuriyeti adına yapılan müthiş ve yüz kızartıcı pazarlıklar.
Şimdi karşımıza çıkan şu manzaraya bir kez daha bakalım. ABD, Bay Hilmi Özkök'e taa o zaman sahip çıkıyor, öteki komutanların AKP ve ABD'ye karşı olduğunu, hatta muhtıra vereceklerini iddia ediyor.

Sonrasında Ergenekon ve Balyoz davaları gündeme sokuluyor, komutanları yaka paça gözaltına alınıp tutuklanan Türk Ordusu bu yolla tasfiye edilip etkinliği ve saygınlığı yok ediliyor.

Sonra sıra geliyor, AKP'ye destek olacak yeni bir medya yaratılmasına!

Ankara'daki ABD Büyükelçisi, belli ki bu konuyu Tayyip'le yüz yüze konuşmuş. Kriptodaki ifadelerden bu çıkıyor... İki taraf da bu yeni yalaka AKP-Fethullah medyasının yaratılması konusunda görüş birliğine varıyor.
• • •
Sonrasında olanlara bakalım. TMSF, Turgay Ciner'in Sabah gazetesi ile atv televizyonuna el koyup satışa çıkardı. Tamamen iktidar yandaşlığına dönüşen bu yayın organlarının yeni sahibi, AKP'nin en yakın sermaye sahiplerinden Ahmet Çalık.
Bu yayın kuruluşlarını alması için Çalık'a iki devlet bankasından. Halkbank ve Vakıfbank tan birkaç yılı ödemesiz trink 750 milyon dolar kredi verildi.


Sonra, Uzan Ailesi'nin Star gazetesi, yine AKP'nin sesi olması amacıyla ve yine TMSF tarafından, AKP'li işadamı Ethem Sancak'a devredildi.


Taraf gazetesi kuruldu.
Bugün gazetesini ve televizyonunu Fethullah ekibi kurdu.
Fethullah'ın Zaman gazetesi iyice palazlandı. Öyle ki, her gün AKP propagandası yapan 850 bin gazeteyi Türkiye'nin dört bir yanında beleş dağıtmaya başladı.
İktidarın hizmetindeki gazete ve televizyonlara yenileri eklendi.

Ama en önemlisi, altı gazetesi ve üç televizyonu ile medya imparatoru olan Aydın Doğan'ı, üzerine vergiciler göndererek ve korkunç para cezaları kestirerek korkutmaları ve susturmaları oldu. Maddi ve manevi açıdan bitirilen Aydın Doğan korktu, yayın organlarının ibresini -mahallenin namusunu korumak için göstermelik tutulan birkaç yazar dışında-tamamen Tayyip e çevirdi. İktidarın elinde tutsak edildi.
İktidara muhalefet yapabilen üç televizyon kanalı vardı. Başkent tv, art ve Ulusal Kanal. Bunların üçünün de maddi veya manevi sahipleri, Mehmet Haberal, Mustafa Özbek ve Doğu Perinçek, Ergenekon'dan tutuklandı.


Şimdi arayın bakalım, Ulusal Kanal dışında bu iktidara muhalefet sergileyen bir tek televizyon kanalı bulabilir misiniz! Sözcü, Yeniçağ ve Cumhuriyet dışında korkmayan kaç gazete vardır


Sevgili okuyucularım, bizler gazeteci geçiniriz. Herkes bizim kulağı delik (!) olduğumuzu, pek çok konuda bilgi sahibi olduğumuzu zanneder!
Meğer 2003 yılında ABD ile Tayyip arasında ne görüşmeler ve pazarlıklar yapılırmış, ruhumuz bile duymamış. Dünyadan habersiz yaşıyormuşuz. Yaşasın WikiLeaks!
Merdan Yanardağ yukarıda sözünü ettiğim kitabında bu gelişmeleri özetle şöyle değerlendiriyor:
"Bu VVikiLeaks belgesi üç şeyi ortaya koyuyor.
1- ABD kirli pazarlıklar sonucunda AKP'ye destek vermektedir. Ergenekon (Balyoz) soruşturmasının bir ABD-AKP-cemaat (Fethullah) projesi olarak örtülü bir darbe süreci olduğu belgelenmektedir.
2- Ergenekon ve Balyoz'da yargılanan subaylar darbe hazırlığı nedeniyle değil, ABD ve AKP'ye muhalefet ettikleri için soruşturma kapsamına alınmışlardır. Belgede adı geçenlerin tek istisnası Yaşar Büyükanıt'tır. Onun nedeni ise 4 Mayıs 2007 tarihinde Dolmabahçe'de Tayyip Erdoğan'la yaptıkları kapalı görüşmede sağlanan anlaşmadır. TSK komuta kademesi bu görüşme ile AKP iktidarına teslim olmuştur.

3- AKP ve ABD yanlısı güçlü bir medya oluşturma talebi, belgede açıkça ifade edilmiştir. Bu arzu medyanın hızla değişen sermaye bileşimini, yandaş ve İslamcı basın yayın organlarının kazandığı olağanüstü gücü, Doğan grubunun rehin alınmasını, Sabah, atv ve Uzan grupları gibi büyük medya şirketlerinin iktidar gücü kullanılarak ele geçirilmesini açıklamaktadır. VVikiLeaks belgesinde yer olan bu talep 2011 Türkiyesinin medya ortamına bakıldığında, büyük ölçüde gerçekleşmiştir."
ABD ile pazarlık ve işbirliği yapmışlar, komutanlar tutuklanmış, davalar açılmış, medya ele geçirilmiş!.. Ve biz bunları ABD'nin gizli belgelerinden öğreniyoruz.
Burası Türkiye, sonrasının nasıl geleceğini hiç kimse bilemez!

EMİN ÇÖLAŞAN/ SÖZCÜ




İzleyiciler