Önizleme

10 Haziran 2011 Cuma

FAKİR FUKARA KİME OY VERECEK? ..EMİN ÇÖLAŞAN

9 Haziran 2011
Emin Çölaşan Sözcü gazetesi yazarıGEÇEN pazar günü çok yaşlı bir yakınım için alışveriş yapmaya çıktım. Fazla yürümeye üşendim, onun için en yakındaki markete girdim. Orada hizmet veren bir çocuk var. Beni tanıdı, yanıma geldi. Kendisine sordum: Kime oy vereceksin? Aramızda aynen şu konuşma geçti:
-Emin Bey AKP’ye vereceğim.
-Neden?
-Daha iyisi yok.
Aldığı parayı sordum. Asgari ücret alıyor, günde yaklaşık 14-15 saat orada hamallık yapıyor. Aldığı paranın dörtte birini de yol parası olarak harcıyor. Onu biraz uyardım:
-Aslanım bak, seni bu kadar sömürüyorlar. Senin AKP’li patronun ise bir eli yağda, bir eli balda. Sana bu çalışma kışullarında bile asgari ücret veriyor, açlık çektiriyor. Senin kafan hiç çalışmıyor mu, bunlara nasıl oy vereceksin?
Ayaküstü, yaklaşık 10 dakika konuştuk. Sessiz konuşuyoruz ki, öteki müşteriler duymasın ve çocuğa laf gelmesin.
Onu durumu uzun uzun açıkladım. Onun ve onun gibi milyonlarca insanımızın alın terini ve emeğini sömürenlerin nasıl köşeyi döndüklerini, siyasette bile nasıl söz sahibi olduklarını dilim döndüğünce anlatmaya çalıştım.
Önce nuh diyor, peygamber demiyordu. Yavaş yavaş aklı yatmaya başladı. İçeri girip kasada oturan türbanlı kıza ödeme yaptım. Çıkarken beni bekliyordu.
-Emin Bey dedikleriniz doğru. Bunları şimdiye kadar bana kimse anlatmamıştı. Peki ben ne yapayım, oyumu kime vereyim?
-Ben sana parti ismi verecek değilim. Bunlara verme de, kime verirsen ver.
O gencin paar günü kime oy vereceğini elbette bilemem. ama söylediklerimden etkilendiğini gördüm ve mutlu oldum. Birileri, çevrelerindeki bu horlanan, sömürülen, ayın sonunu getiremeyen insanlara gerçekleri açıklamalı. Örneğin, evlerine gıda yardımı, kömür gönderilen insanlara şu gerçeği çok net, açık bir biçimde anlatmalılar:
“Bak kardeşim, bu iktidar seni işsiz bıraktı. İş arıyorsun ama bulamıyorsun. Ama onlardan torpilli olanların hepsi işe alınıyor. Sana ve ailene ise çoğunlukla son kullanma tarihi geçmiş makarna, nohut, salçayı yutturuyorlar. Üstelik bu yardımı kendi ceplerinden yapmıyorlar. Devletin ve milletin parasını kullanıyorlar. Seni uyutmak için, sosyal patlama olmasın diye bu utanmaz herifler seni ve aileni kullanıyor, sonra da hiç sıkılmadan senden oy istiyorlar. Sen yardım paketini al. Ananın ak sütü gibi helaldir. Ancak oyunu seni bu duruma düşürenlere, ele güne muhtaç edenlere verme. Verirsen sana yazıklar olsun.”
***
AKP takımı şimdi yeniden, tam da seçimden önce din sömürüsüne, din tüccarlığına bir kez daha soyundu. Şimdi dillerinde, imam hatip okulları sömürüsünü doladılar. Efendim Cizre’de PKK‘lılar imam hatip öğrencilerinin yurduna molotof kokteyli atmış, bu ne ayıpmış, din düşmanlığı imiş.
Sadece imam hatip yurduna değil, hangi okula ve öğrenci yurduna böyle bir saldırı yapılırsa ayıptır ve suçtur.
Hepimiz biliyoruz, bunlar imam hatip okullarını kendi partilerinin, arka bahçesi, oralarda okuyan fakir fukara çocuklarını ve ailelerini de kendi oy depoları olarak görürler. İmam hatip sömürüsü dillerinden hiçbir zaman düşmez.
Tayyip her seçim mitinginde bağırıp çağırıyor. İsmet İnönü‘ye bindiriyor, ucuz ve anlamsız sözlerle onu yerin dibine soktuğunu zannediyor!
Şimdi kendisine sorayım:
İmam hatip okullarını (hem de aynen bu isimle) kim açtı? İsmet İnönü.
Amaç son derece kutsaldı. Halkı cahil hocaların ve din tüccarlarının elinden kurtarmak gerekiyordu. Devletin bu okullarında aydın kafalı din adamları yetişecekti.
Peki sonraki yıllarda imam hatip okullarını kim, hangi siyasetçi geliştirdi?
Tayyip’in şimdi bire bir hedef aldığı Süleyman Demirel.
En çok imam hatip okulunu kim açtı?
Tayyip’in şimdi üzerine savcılarv sevk ettirdiği, 12 Eylül lideri Kenan Evren.
Mitinglerde bağırıp çağırmak, devlet parasıyla düzenlenen törenlerde nutuk atmak, insanları suçlamak kolay. Yakın tarihimizi biraz olsun bilmiyor. Orada senin tayfalarının yanında hiç kimse ortaya çıkıp “Tayyip ağzından çıkanı kulağın duysun. Yalan söylüyorsun, bunları bilmiyorsan öğren” diyemez. Dediği takdirde derhal coplanır, üzerine biber gazı sıkılır ve içeri atılır.
İmam hatipli çocuklar çoğunlukla fakir ailelerden gelir. Ailelerin amacı çocuklarının hem din eğitimi almaları, hem de gelecekte bu alanda çalışıp kadrolu din adamı olması idi.
Ama burada AKP iktidarı, amacı saptırdı.
Şimdi sömürü çarkının temelinde bu çocukları yönlendirip üniversitede özellikle sosyal bilimler okutmak, kaymakam, vali, hakim ve savcı olmalarını sağlamak var!..
Ve bu uygulama son hızıyla devam edip gidiyor. Arka bahçe, sömürülen fakir fukara ailelerin ve onların evlatlarının sırtından işte böyle kuruldu.
Patronların, para babalarının, malı götürenlerin, keyfi gıcır olanların, Türkiye’nin soyulmasına ve peşkeş çekilmesine razı olanların, bir eli yağda bir eli balda yaşayan Fethullah tayfasının AKP’ye oy vermesini anlarım.
Ama garibanların, namerde muhtaç edilenlerin bunlara arka çıkmasını anlamak mümkün değil.
Bunu niçin yapıyorlar?.. Çünkü üzerlerinde sahte bir “Müslümanlık, din sömürüsü” fırtınası estiriliyor. Bunların oy verdiği siyasetçi takımı yanlarında yüzlerce koruma ile cuma namazına gidiyor, hangi camiye gidileceği daha önceden medyaya haber verilip kameraların gelmesi sağlanıyor. Alınlarını secdeye koyarken namazı değil, biraz sonra kime hangi kazığı atacaklarını, hangi yandaşa hangi avantayı sağlayacaklarını düşünüyorlar. Allah böyle namazları kabul etsin!
İkincisi, çok akıllıca bir plan uygulayıp medyanın çok büyük bir bölümünü de ele geçirmeyi başardılar. Milletin beyni her gün bunların televizyon ve gazeteleri tarafından yıkandı ve yıkanıyor.
En büyük yalanlar atıldı. “En büyük Tayyip” diye gece gündüz haykırıldı.
Ezilen, sömürülen, ayın sonunu getiremeyen, borç içinde yaşayan kitlelerin önemli bir bölümü uyutuldu, oyuna getirilip bunlara oy vermesi sağlandı.
Bir seçime işte böyle giriyoruz.
Uyan ey milletim, artık uyan. Gerçekleri gör, seni inletenleri, Allah peygamber diye diye seni uyutup, senin sırtından malı götürenleri lütfen gör artık!
SÖZCÜ

ilkkursun

İzleyiciler